Türk Silahlı Kuvetlerinde Disiplin Suç ve Cezaları ve Yargı Denetimi Doktora Tez Taslağı Avukatlık Bürosu

(1) Hâkim ve mahkemelerin her türlü kararı, karşı oy dahil, gerekçeli olarak yazılır. Gerekçenin yazımında 230 uncu madde göz önünde bulundurulur. (3) Aynı işte zabıt kâtibinin hâkim ile birlikte reddi istemi hakkında veya çekinmelerine karar verecek merci, hâkimegöre belirlenir. (1) Bu Bölümde yazılı hükümler zabıt kâtipleri hakkında da uygulanır. (3) Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde yapılan işler hakkında 29 uncu madde hükmü uygulanır. (3) Ret isteminin kabulüne karar verildiğinde, gecikmesinde sakınca bulunan hâl nedeniyle yapılmış işlemler dışında, duruşma tekrarlanır. (1) Reddi istenen hâkim, ret hakkında bir karar verilinceye kadar yalnız gecikmesinde sakınca olanişlemleri yapar. (2) Sonradan ortaya çıkan veya öğrenilen sebeplerle duruşma veya inceleme bitinceye kadar da hâkimin reddi istenebilir. Ancak bu istemin, ret sebebinin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılması şarttır.

CMK m.231/6’nın son cümlesine göre, “Sanığın kabul etmemesi halinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez”. Görüleceği üzere sanığın kabulü, HAGB’nin bir ön şartı olarak kabul edilmiştir\. En yeni ve popüler oyunları ilk sen deneyimle. bahsegel mobil giriş\. Sanığın iradesine değer verilmiş, kabulü olmadığı sürece hak arama hürriyetinin ve savunma hakkının korunması öngörülmüştür. Sanığın HAGB’yi kabul edip etmediğine dair beyan, sanığa sıkı sıkıya bağlı bir hak olarak düzenlenmiştir. CMK m.231/6’nın son cümlesi dar, yani lafzi yorumla incelendiğinde; yalnızca “sanık” kavramına yer verildiği, HAGB’yi kabul noktasında başka bir süjeden bahsedilmediği, bu sebeple HAGB’nin kabulü ile ilgili başka bir süjeden elde edilen irade beyanının sanığı bağlamayacağı ileri sürülebilir. Bu noktada avukat, yani müdafiin hukuki durumunu iyi tespit etmek gerekir. Cinsel taciz suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Cinsel taciz” başlıklı 105. Maddesinin gerekçesinde “cinsel yönden, ahlak temizliğine aykırı olarak mağdurun rahatsız edilmesi[1]” olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun kapsamına, kişinin vücut dokunulmazlığını ihlal etmeyecek nitelikteki cinsel davranışlar girmektedir. Suça konu olan cinsel davranışın vücut dokunulmazlığını ihlal edecek nitelikte olması halinde; TCK m.105 değil, suça konu fiilin niteliğine göre TCK m.102, 103 veya 104’de düzenlenen cinsel saldırı ve cinsel istismar suçları gündeme gelecektir. Rahatsız etme anlamını taşıyan taciz bir tür sarkıntılık olsa da, kanun koyucu sarkıntılık fiilini, mağdurun vücuduna ani ve devamlılık içermeyecek şekilde cinsel maksatlı dokunma olarak tanımlamıştır.

Bu kısa yazıda; sözkonusu şikayetlerin AYM tarafından nasıl incelendiği, hangilerinin kabul edilemez bulunduğu ve kabul edilebilir bulunanlarda ne tür hak ihlallerinin tespit edildiği gösterilmeye çalışılacaktır. “Terör örgütleri” başlıklı 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 7. Maddesinde sayılan amaçları gerçekleştirmek amacıyla terör örgütü kuranlar, yönetenler ile bu örgüte üye olanları 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314. Maddesi hükümlerine göre cezalandırılacağı ve örgütün faaliyetini düzenleyenlerin de örgüt yöneticisi olarak cezalandırılacağı belirlenmişken, aynı maddenin 2. Fıkrasında ise terör örgütünün propagandasını yapma suçu müstakil bir suç olarak düzenlenmiştir.

(1) Adresi bilinmeyen gaibe, mahkeme önüne gelmesi veya adresini bildirmesi hususları uygun biriletişim aracıyla ihtar edilir. (3) Bu işlemler naip hâkim veya istinabe olunan mahkeme aracılığıyla da yapılabilir. (1) Katılan, Cumhuriyet savcısına bağlı olmaksızın kanun yollarına başvurabilir. (2) Duruşma sırasında şikâyeti belirten ifade üzerine, suçtan zarar görenden davaya katılmak isteyip istemediğisorulur. (2) Mağdur, onsekiz yaşını doldurmamış, sağır veya dilsiz ya da meramını ifadeedemeyecek derecede malûl olur ve bir vekili de bulunmazsa, istemi aranmaksızın bir vekilgörevlendirilir. (1) Duruşma sonunda, 232 nci maddede belirtilen esaslara göre duruşma tutanağına geçirilen hüküm fıkrası okunarak gerekçesi ana çizgileriyle anlatılır. (1) Müzakerede ancak karara ve hükme katılacak hâkimler bulunur. (2) Mahkeme başkanının mazereti bulunursa tutanak, üyelerin en kıdemlisi tarafından imzalanır.

(1) Hâkim veya mahkeme kararına karşı itiraz, kanunun ayrıca hüküm koymadığı hâllerde 35 incimaddeye göre ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren yedi gün içinde kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veyatutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Tutanakla tespit edilen beyanı ve imzayımahkeme başkanı veya hâkim onaylar. Mali Cumhuriyeti’nde yargı, Mali halkı adına karar veren bağımsız mahkemelerce yerine getirilir. Yüksek mahkemenin birkaç fonksiyonu olduğundan teşkilâtı da buna göre düzenlenmiştir. Gerçekten mahkemenin anayasa, adlî işler, idarî yargı işleri ve hesap işleri ile ilgili bölümleri bulunmaktadır. Ayrıca yüksek mahkeme seçimlerin kurallara uygunluğunu da denetler.

477 Sayılı Kanunda düzenlenen disiplin cezaları  oda hapsi ve göz hapsi cezalarıdır. Kanunda sayılan 16 disiplin suçu için disiplin mahkemesince yada disiplin amirince oda veya göz hapsi cezası dışında başka bir ceza verilemez. Bu kanuna göre verilecek oda veya göz hapsi cezaları üç günden iki aya kadardır. Erbaşlar hakkında asli ceza ile birlikte rütbenin geri alınması cezası da verilebilir. Bu yazımızda; avukatların görevleri ile ilgili veya görevleri dışında işledikleri iddia edilen suçlardan dolayı soruşturulması ve kovuşturulması usulü kısaca açıklanmıştır. Ağır cezalık suçüstü halleri, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu m.61 uyarınca genel hükümlere tabidir. Ayrıca, avukatların işlediği iddia olunan kişisel suçlar da yine genel hükümler çerçevesinde soruşturulup kovuşturulur.Avukatın; avukatlık görevinden doğan veya görevi sırasında işlediği iddia edilen suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması, Avukatlık Kanunu’nun 58 ila 60.

  • (1) Hakkında beraat veya ceza verilmesine yer olmadığına karar verilen kişi, sadece kendi kusurundanileri gelen giderleri ödemeye mahkûm edilir.
  • (4) Bu işlerde hazır bulunmaya hakkı olanlar, işin geri bırakılmasına neden olmamak koşuluyla, işlerin yapılmasıgününden önce haberdar edilirler.

AİHM, üçüncü kez kopya çeken üniversite öğrencisinin okuldan çıkarılması ve başka yüksek öğretim kurumuna kabul edilmemesine ilişkin disiplin yaptırımın, eğitim hakkını ihlal etmediğini, Ek Protokolün 2. Maddesinde düzenlenen hakkın esasen ilköğrenimle ilgili olduğunu, kural olarak disiplin önlemlerinin bu maddeyi ihlal etmediğine karar vermiştir[653]. Madde, Sözleşme’ye aykırılığı iddia edilen bir tasarruftan kendisinin zarar gördüğünü düşünen bir kişinin, hem iddiaları hakkında karar verilmesini ve hem de mümkünse bir karşılık ödenmesini sağlamak için ulusal bir makam önünde hukuki bir yola başvurma hakkını gerektirmektedir. Madde, Sözleşme’deki hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiğini iddia eden herkesin, “ulusal bir makam önünde etkili bir hukuki yola başvurma hakkı”nı güvence altına alacak biçimde yorumlanmalıdır. AİHM’nin askeri disiplin gerekçesiyle din ve vicdan özgürlüğünün kısıtlanabileceğine ilişkin kararları, özellikle YAŞ kararı ile TSK’dan çıkarılan kişilerin başvurularında yoğunlaşmaktadır. Başvuruları reddederken, çıkarma işleminin başvurucunun dini inanç veya görüşleri, eşinin türbanı veya dini vecibelerini yerine getirmesi nedeniyle değil, askeri disiplin ve laiklik ilkesini ihlal eden tutum ve davranışlarından dolayı tesis edildiğini belirtmektedir[626]. Mahkeme’nin bu konudaki kararlarına, askerlik gibi sıkı kuralların hâkim olduğu kurumlara gönüllü olarak giren kişilerin, din ve vicdan özgürlüğüne getirilen kısıtlamalara katlanmakla yükümlü olduğu temel görüşü hâkimdir[627].

(2) Heyet halinde görev yapan mahkemelerde, heyeti oluşturan hâkimler,birinci fıkrada belirtilen kişilere soru sorabilir. (6) Yurt dışında bulunan sanığın, belirlenen duruşma tarihinde hazırbulunmasının zorluğu halinde, bu tarihten önce duruşma açılarak veya istinabesuretiyle sorgusu yapılabilir. (1) 182 nci maddede gösterilenhâllerde, açıklığın kaldırılması istemine ilişkin olarak yapılacak duruşma,istem üzerine veya mahkemece uygun görülürse kapalı yapılır. (3) Davayı görmekte olan mahkeme, zorunluluk olmadıkça, büyükşehirbelediye sınırları içerisinde bulunan şikâyetçi, katılan, sanık, müdafi veyavekil, tanık ve bilirkişilerin istinabe yoluyla dinlenmesine karar veremez. (4) İade kararına karşı Cumhuriyet savcısı itiraz edebilir. (3) Cumhuriyet savcısı, iddianamenin iadesi üzerine, kararda gösterileneksiklikleri tamamladıktan ve hatalı noktaları düzelttikten sonra yenideniddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye gönderir.